beynimizi hep aç bırakıp bi şeyler ögrenmeye zorunlu kılıyoruz.
melek olsak peri olsak her şey bildigimiz kadar olurdu.allah ta oyun oynamayı seviyor olmalı ki bize hep ileri gitmemizi saglayacak bi şey vermiş.
yoksa o da bilmemiz gerektigi kadarını öğretip yollardı.belki o zaman hiç sorun çıkmazdı.
elini ateşle tanıştıran çocuga cızz demek gerekmezdi.duyularımızı bile hatalarmızla kavramamız gerekmezdi.sanırım o durumda çok gereksiz yaratıklar olurduk.sorunsuz,hissiz,çok bilmiş yaratıklar!
hiç çekilmezmiş.hata yapmadan neyi ögrendin hayatında?her konu hatanla kavranır.çünkü insanız.
çok düşündüm bunu.belki dünyanın dönüşü bile hatayla başlamıştır..
çocukken çok görülmeyen hatalar büyüdükçe batmaya başlıyor.önce yapana sonra dalga dalga büyüyor bu batış hissi..
galiba büyüklerin kabullenemedigi şey bu.
insanız lan!ve bu oyunun kurallarını da hata yapmadan ögrenemeyiz.bundan korkmuyorum lakin;hayatla oyun oynamak-ve o hayat aslında hayatın oluyor-çok ürkütücü.
kabullenme faslındayım.
bedenim,ruhum,kadınlarım,ailem,aşklarım,arkadaşlarım,düşüncelerim hepinizi ezberledim.aklıma yer ettirdim.
olacaklar,olanlar,bitenler, gelenler,gidenler..hepinizi hatam olarak kaydediyorum.

teraziyi yirmikusur yaşımda dengelemeye çalışıyorum.

dünya düzeni ile ciddi sorunlarım vardı..
sanırım ergendim o zamanlar..
şimdi yansa umrum olmaz...
sanırım olgunlaştım bu zamanlar..
değiştirme boşver.
sen yalnızca sev beni sevgili
anlama içini boşver.
hangimiz anlayarak doya doya sevebiliriz ki..
ergenler hiç beceremez böyle sevgiyi.

içiçe.

hiçlik ile piçlik mertebesi arasına sıkıştığım gün ahdettim.ikisi de olmayacaktım.bu kararımla  beraber şansta uçup gitti avuçlarımdan oysa ben o zamana kadar her yonca birikintisinde bir dört yapraklı yonca bulurdum.
yalnızım.alıştığım huzura erdiğim tek şey yalnızlık  hatta.yok öyle bi anda karşına çıkacak adam.inanma o palavraya.çokgelmeden kapıdan dönen oldu.hoş kime kapıyı açsam yalnızlığımın keskin parfümünden başı döner midesi bulanır kaçardı.bilirim.
bundandır aldığım her nefesi sessiz alışım sanki hiç kimseye ihtiyacım yok gibi  davranışım..ha o ben,ha ben o.kuruşları karıştırıyorum çok fena.
oysa çok küçükken sevgilinin elini tutup peribacalarında aliceinharikalardiyarıymışçasına kaybolayı isterdim.yagmurda yoncalı çimlerin üstünde hiç konuşmadan saçlarıma dokunan ışıklı gözlere bakmayı.ama hiçler ve piçler şansı ve hayalleri yanlarında taşırlar.tamam dedim  sıradan olayım alsın rüzgar katsın kendine.o da şansın yok dedi.kallavi bi küfür salladık karşılıklı.sonra uyku çekti yamacına başımı kaldıramadım uzun süre.geçti zaman...
bilirim.hoş bilmeye hacet yok yaşarım da.benim her yaştaki hayalim kumdan kaledir.hava kararmaya yakın annem hadii marion der.kıyıya bırakıp giderim.
hiçlikle piçlik mertebesinden çok uzaktayım şimdi.piç değilim.avareyim lakin gönüllü bi iş bu.hiçte değilim.hiçsin diyenlere sesimi çıkarmamayı iki tokat sonrası öğrendiğimden beri gülüp geçiyorum hiçliğe..
hiç evlenmeyen erkeklerin saygı gördüğü kadınların evde kalmış olarak adlandırdıgı 'banana' burası.ne de olsa istediğim herkese gülebilirim.
ps:4 ay sonraya kadar çıktın çıktın.yoksa daha hiç çıkmayıver.5yıllık plan 4 ay sonra yürürlüğe girecek ışık.

güven sonsuzdu bende.
yaşla ters orantılı olarak azalıyor.hayatımda bol satış var,pazarlıklar içten yürütülüyor.karşıma çıktığında mal mısın demeden  ona yaptığımın onda birini kafama vurmadan yapanı istiyorum fazlasını değil.
gerisi agzıma burnuma sıçmakla mesgul zaten.
sahi gömleğin nerde acaba senin..

kitapçıda dolaşırken şu cevaplar sözlüğünü elime aldım bugün.aklımdan geçen soruya her şey senin elinde dedi.

haklıydı.
başka bir soru düşündüm.ona da 'beklenmedik tesadüf ' dedi.haklıydı.
iyi de ben tüm bunları dün geceden biliyorum.kitaba ne hacet.!!

bekliyorum.

bugünlerde herkes bağırarak konusuyor. kafama kafama sokmak istedikleri ne ola? kendi aptal düşünceleri ?
tabii ki dinlemiyorum.

her kelimeyi kişi sayısına bölüyorum d'hondt bunu insanlar için ben insanların ağzından dökülenler için yapıyorum.artısonsuzeksisonsuz.bi şifre istiyorum.
tamam.
mucize de olur.razıyım..yeter ki olsun.

açılıp kapanan kapıların arkasında kitaplar yakılırdı eskiden.
şimdi bırak yakılmayı.
yazılmadan toplanılıyor.
tek tık.
bitti gitti.
yandı dünya.
tepsi gibi dümdüz olana kadar parçala.
çoktan beridir
dünya düz.
üstünde tepinenler varolduğu beri.
inan bu masala
başka inanacağın yazı yok.
başka inanacağın durum yok.
tık bi doz.,olmadı.
vur kazmayı duvarlara.
belki radrasyonlu altın çıkar.
kurtarır bu sefaletten
kurtarır bu kölelikten sefil ruhları.

pasaportu çantasında yaşayan bi aptal daha var mıdır ki?

parası olduğunda zamanı olmayan, zamanı olduğunda parası olmayan..çoğu zaman ikisini de bulamayan.

geziciim bu dünyayı yıkılmadan! ahdım ola.o pasaport çantadan çıkmadan o isim değişmeden atlayacağım trene.artık yanıma birini de istemiyorum.(ne zaman istediysem!?)sınav biter marion gider mülakatlara beni sınava sokanlar-a girsin.

türk filmi tadındayım yine şahane!

gıdım gıdım yaşadığımız bahaneler var elbet.
sonraa bal kaymak lokum.
oh mis.

tüm fallarda cıkan başlangıçların canı cehenneme!!..
aslında..tüm o falların canı cehenneme.buraya kadarmış.umut paha biçilmez bi ekmek sanki.
kalsın kalanda.umutsuz da yaşanılır.
pek te güzel olabilir.
gözünü dört açarak.

anla'yışsız

içindeki zıkkım..

başımı arkaya atıp gözlerimi kapattığımda boynumdan omuzlarıma degen hava sen oluyordun.
dogum kontrol hapları benim için sevgisizlik hapları modunda.naparsam yapayım,hiç kimseyi sevmiyorum.ve sen sırf seni sevemedim diye benden nefret ediyorsun.hayaletim izin vermedi buna.anlamıyorsun.kafası olmayan,seni tanıdıktan sonra her hayalimde senin kafanı montajladığım hayaletten bahsediyorum.sen hiç bir zaman hayalet olmak istemedin!!okuduğun kitaplardaki adamlardan olmak istedin.onlar gibi tutkuyla sevip olmayacağını bilmeyi istedin..malsın!maldın..
gidip evlendin o kıvırcık saçlı şallı kızla.o ucuz desenli pasminaları görünce aklıma geliyor.beni iyi keriz yerine koydun.
sonra o geldi.ayrı mal.evli baba!senden sonra bulacagım en berbat adamdı!.hala hayatımda arada mailleşiyoruz.fena boşluktayım.biliyor.harcamak istiyor.yutmam bu defa.can acıtırım.
ve şimdi sen!!!sen sonum ol.nasılsa gideceksin.nasılsa sen de malın teki çıkacaksın.sevmiyorum seni onları sevdiğim kadar..hatta hiç sevmiyorum ki hayaletim hayallerimde hala kafasız..

ısır boynumu.kopart şah damarımı.zaten senin nefesinle atıyor tıktıktık..
bu kadar zor mu?
seni anlamam.bu kadar kolay mı başkasına sarılıp uyuman?
bekleme artık boşuna.kalbim nefesinle söndü.puff...

şaka'yık

şak'ayık nasıl cici bi ad.
lal'e gibi.
kesme ile ayırabiliyorum.
çok seviyorum kat kat taçlarını.
renklerini.
üstelik utanmadan çizebiliyorum!keşke çicek olaydım insan yerine.ömrüm iki bahar arasında geçip giderdi resmen.
şimdi kıymeti bilinmiyor.ömrün.
ömrüm.

ham

aslına uygun olarak boyuyorum gökyüzünü.parmaklarımla bulutları pofuduk pofuduk yapıyorum yine de bombok aff edersin...

çok ugraştım çok.

açılan kapıları özellikle seçiyorum ki kaderimin yolunu saptırmayım.

tüm bu yollarda düşmem korkaklıgımı yüzüme vuran sinsi..ve.hayat telefon sarjı gibi biterken uyarı verir bazılarına.hep kıskanacağım onları.intihardan kurtarıyorlar bedenlerini şanslı piçler..
iyi dinlemek lazım sessizliği.sess.birr kii.
sıyırmak lazım labirentin sessizliğinde.kii birayla olacak iş diil bu.kii yastıkla yatakta kendini bogmalı.sonra insanlara uyum sağlamalı.
şimdi olmaz.bazı işleri kendiliğinden bahara bırakmalı.ne şanslıyım ne de piç..off ki ne off sana.

bu aralar

neden konuştuğum hiç kimse dinlemiyor beni?
mazeret maharet işi.
insana çocukluktan kalma bişi.

ya yaz hiç gelmez ise??

ya beklemeyi unutursam??

1.

tek ortal defterlerde yaprakları yırtarken iki kez düşünmeli insan..geçmiş ya da gelecekten bir yaprak daha gider.illa ki her silişin bir bedeli bir nedeni vardır.tüm bunları düşünerek yaşayarak taşlara takılıp coştumda bilirim.o taş pıtır pıtır bana katılacaktır.